"KINIYORUM"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan hakkındaki haberi nedeniyle Reuters haber ajansına tepki gösterdi. Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "NATO Zirvesi öncesi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Sayın Bilal Erdoğan'a yönelik manipülasyon ve yalan haber yapan Reuters haber ajansını kınıyorum. Herkes bilmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti uluslararası hukuk çerçevesinde milli menfaatleri ile hareket eder" ifadelerini kullandı
'ÜLKEMİZ ALEYHİNE ALGI OLUŞTURMAYA YÖNELİK DEZENFORMASYONDAN İBARETTİR'
Reuters tarafından paylaşılan haberin gerçek dışı iddialar içerdiğini belirten Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da "Reuters haber ajansı tarafından servis edilen, gerçek dışı iddialar içeren asılsız haber, basın özgürlüğü sınırlarını aşan, tamamen karalamaya ve ülkemiz aleyhine algı oluşturmaya yönelik dezenformasyondan ibarettir. Haberin içinde, hem 'teyit edemedik' diyeceksiniz, hem de buna rağmen teyit edemediğiniz içeriği haberleştirerek, Sayın Cumhurbaşkanımız ve ailesi hakkında itibar suikastına yöneleceksiniz. Kaldı ki, Demokratik Hukuk Devletlerinde ve Uluslararası Hukuk'ta Basın Özgürlüğünün sınırları bellidir ve yalan haberle şahsiyet haklarının ihlali kesinlikle kabul edilemez. Karalama ve şahsiyet haklarının ihlaline yönelik düzmece haber yapan söz konusu ajansı kınıyor, basın etiğine ve en temel gazetecilik ilkelerine uygun davranmaya davet ediyoruz" dedi.
"MANİPÜLASYON VE YALAN HABER"
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ise paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "Cumhurbaşkanımız @RTErdogan 'ın oğlu Bilal Erdoğan'a yönelik manipülasyon ve yalan haber yapan Reuters haber ajansını kınıyorum."
Reuters'ın haberine Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'dan sert tepki geldi. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Altun, şu ifadeleri kullandı: "Reuters haber ajansının bugün, özel dosya başlığıyla abonelerine servis ettiği ve Sayın Cumhurbaşkanımızın oğlu Sayın Bilal Erdoğan'a yönelik mesnetsiz iddialarla dolu bir senaryodan müteşekkil sözde haber; gazetecilik tarihi açısından hem kara bir lekedir hem de 171 yıllık bir medya kuruluşunun kendini açıkça küçük düşürmesinin acınası bir örneğidir.
Temel habercilik kriterlerine asgari düzeyde dahi olsa riayet edilmemiş bu dezenformasyon ürününün, içerisinde yer alan şu cümlelerle kendisini yalanlaması ve gerçekle uzaktan yakından ilgisinin olmadığını adeta itiraf etmesi, gazetecilik derslerinde okutulacak cinstendir: "Bir kişi tarafından yetkililere sunulan ve Reuters tarafından da incelenen şikayete göre sonuçta herhangi bir rüşvet ödenmedi. Aslında İsveçli şirket Reuters tarafından görülen şirket yazışmalarına göre, geçen yılın sonlarında projeden aniden vazgeçti." "Reuters, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve oğlu Bilal'in Dignita'nın iddia edilen rüşvet planından haberdar olup olmadıklarını veya bu plana dahil olup olmadıklarını bağımsız olarak teyit edemedi."
Tamamen hayal mahsulü senaryolarla dolu olan, gazeteciliğin en temel etik ilkelerini hiçe sayan ve Sayın Cumhurbaşkanımızın ailesini hedef aldığı apaçık ortada olan bu algı operasyonunun, tam da önümüzdeki günlerde gerçekleşecek NATO liderler zirvesi öncesinde yayımlanması da akla ciddi soru işaretleri getirmektedir.
Şunu çok net şekilde vurgulamak isteriz ki, Türkiye'ye baskı yapmak amacıyla Türkiye karşıtı lobi ve kamu otoritelerince yönlendirilen bu operasyonel haber Türkiye'nin ilkesel tutumuna asla zarar veremeyecektir. Bilhassa 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında yoğunlaşarak devam eden Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik bu tip saldırılar, Türk Milletinin iradesine saygısızlık anlamı taşıdığı gibi, bizi yolumuzdan döndüremeyecek beyhude çabalardır. Dezenformasyona karşı vermiş olduğumuz mücadelenin de ne denli önemli olduğunu tüm dünyaya bir kez daha kanıtlayan bu yalan haberi servis eden Reuters'ı kınıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Milletimizin ve uluslararası kamuoyunun manipüle edilmesine müsaade etmemek için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz.